14 Nisan 2019

DA VİNCİ MÜZESİ

DA VİNCİ’NİN MEKANİĞİNE YOLCULUK

VENEDİK LEONARDO DA VİNCİ MÜZESİ

Bugün 15 Nisan Dünya Sanat Günü, aynı zamanda Leonardo da Vinci’nin doğum günü, günün önemine uygun olarak Venedik’te bütçemiz yetişmediği için Aylin ‘sen gez çıkınca bana anlatırsın’ diyerek beni gönderdiği ve sadece benim gezdiğim Leonardo da Vinci Müzesi’nden bahsedeceğim. Aylin bu Rönesans dâhisinin daha çok sanatçı yönüyle ilgilense de benim ilgimi çeken kısmı bir mühendis zekâsıyla döneminin ilerisinde tasarladığı makineleri ve icatları. İlgiyle gezdiğim müzedeki makinelerden ve işleyişlerinden, bazılarının işleyemeyişinden kendi yorumlarımla ele alacağım.

Kısaca; Leonardo da Vinci 15 Nisan 1452’de İtalya Toscana şehri yakınlarındaki Vinci kasabasında dünyaya gelir. 2 Mayıs 1519 yılındaki ölümüne kadar pek çok çizim ve heykel yapmış, makineler tasarlamış, anatomiyle ilgilenmiş, uçmayı ve sualtında kalmayı kafasına takmış aslında sadece bir ressam değil aynı zamanda mühendis, heykeltıraş ve bir bilim adamı. Evet Leonardo çok yönlü Rönesans dâhisi bir adam ama ilgisi çok dağılan bir adammış aynı zamanda, 67 yıllık ömründe birçok alana el atmış ve merak etmişse de çoğu başladığı işi bitirmemiş yarım bırakmıştır. İsminin en çok anıldığı eseri şüphesiz Mona Lisa ve Son Akşam Yemeği’dir.

Benim sevdiğim ve mesleğimle örtüşen kısma gelelim. Leonardo’nun makineleri ahşap, pamuk, pirinç, demir, ip gibi materyallerle işlenmiş bu müzede. Eskizlerinden yola çıkılarak bilgisayar destekli modelleme ile yapılan makineler çalışır halde ve kendiniz bizzat çalıştırarak inceleme fırsatı buluyorsunuz. Bana gerçekten hareket edemeyen modeller biraz işlevsiz ve anlamsız geliyor. Venedik’teki Leonardo da vinci müzesindeki modeller boyut ve işlevsellik olarak beni etkilemişti. Leonardo da vinci sergisine gitmiştik Uniqİstanbul’da da, birkaç çalışan model dışında hepsi sabit modelden ibaretti, boyutları çok küçüktü. Eserlerin tanıtılması bakımından iyi ama benim gibi mekaniği seven ve ruhunu hissetmek isteyenler için yetersiz kaldığını düşünüyorum.

Müzedeki modelleri çalışma mantıklarını irdelersek;

Leonardo’nun Tankı

Da Vinci’nin tankı: 1487'de Ludovico Sforza'nın himayesinde iken tasarladığı söylenen savaş makinesi. İcatlarını doğadan esinlenerek yaptığı bilinen sanatçı ve bilim adamının bu tankı kaplumbağa kabuğundan esinlenerek yaptığı düşünülmekte. Tank direkt olarak savaşın içine giren, küçük yapısıyla her yere ulaşabilen, 360 derecelik toplarıyla tasarladığı makine, el krankları tarafından onu kullanan insanlar tarafından hareket ettirmeleriyle gidiyor. 4:1 dişli oranıyla hareket halindeki bu tankın durdurulması zorlaştırılmış oluyor. Düşündüğü bir incelik daha var ki; yüzeyindeki ahşapları 45 derecelik açıyla yerleştirmiş olması. Bu da 30mm kalınlığındaki bir ahşabın 42,4mm işlevinde olmasını sağlıyor, gelen kurşunlar için önemli bir nokta. Böylelikle ağırlıktan tasarruf da ederek harcanması gereken gücü azaltmış oluyor. Ayrıca bu açı kurşunların üzerinden sekmesine de katkıda sağlamış oluyor. Tahrik sistemi basit gibi görünse de, tüm dişli sistemi de kendi tasarladığı basit makineler. Yazının devamında rulman ve dişli sistemlerinden bahsedeceğim.

Yalnız eskize baktığınızda fark edilemeyecek gibi bir kusur var. Tankı sancak ve iskele olarak simetrik iki bölümde inceleyelim ve eskizin solu ileri, sağı ise geri hareketi betimlesin. Eğer aracın ileri hareketi için krank kolu çevrilirse (sancak mekanizma) araca arkadan baktığımızda ön teker için saat yönünün tersi ve arka teker için saat yönünde krank kolunu çevirmemiz gerekir. Yani ön ve arka teker birbirlerinin tam olarak tersi yönünde hareket etmek ister ve araç gitmez. İskele mekanizma içinde de geçerli bu durum.  Bu şekliyle sistem çalışamaz. Bunu Leonardo’nun, tasarımlarının başkaları tarafından birebir taklit edilememesi için yapıldığı düşünülmekte.

Başka bir işlevsizliği de tankın çamurlu yüzeyler için tekerlerinin fazla ince olması. Çamura saplanarak hareket edemeyebilir.

Leonardo’nun Helikopteri

Helikopter benzi bir cismin dünyadaki ilk örneği olarak gösterilen makinesini yine doğadan esinlenerek yaptığı düşünülmekte. Akçaağaç tohumunun yere düşerken yapmış olduğu dönüş hareketinden esinlenerek, döndürüldüğünde de cismi havalanabilecek kanat yapısıyla donatılırsa cisim uçabilirdi. Arşimet vidasından da esinlendiği düşünülmekle beraber kesin olarak bilinmiyor.

Ayakta duran insanların ittirerek döndürdüğü mile bağlı kanatların hareketine dayanan sistem onca ağırlıkla uçmayı başaramamıştı ama sonraki nesillere fikir vermiş oldu. Leonardo bu çalışmada, sürtünmenin makinenin kaldırma yapmak için yeterli hızda dönmesini engellemede önemli bir rol oynayacağını fark etmiş ve şuan kullanılan rulmanı icat etmesini sağlamış.

Makinelerin hareketli parçalarının yataklandığı zemindeki sürtünme ciddi kayıplar oluşturur, Leonardo da imkanlar dahilinde kendi icat ettiği makinelerde kullanılmak üzere bu enerji kaybını ortadan kaldıracak çeşitli rulman tasarımlarıyla çözümler getirdiğini görebiliyoruz. Mesleğim gereği rulmanlarla haşır neşir olan ben, bu modelleri hayranlıkla incelemiştim. Mantığı şu; hareket eden iki parça arasına bilye koyarsanız, bilyeler dönerek hareketi parçalar arasında iletmiş olurlar.

Leonardo’nun tasarımı Ball Bearing (rulman)

Başka bir rulman tasarımı daha

Dikey çalışan bir parça için tasarladığı başka bir rulman

Leonardo’nun Kendi Kendini Destekleyen Köprüsü

Leonardo’nun Cesare Borgia himayesindeyken tasarladığı bu köprü. Çivi halat gibi bağlantı elemanları olmadan sadece basit odun parçalarının doğru dizilimi ile oluşabilen bir şaheser. Savaş alanına sayılı adamın kolayca taşıması da apayrı bir avantaj oluşturmuş.

Leonardo’nun Makineli Tüfeği

Şimdiye kadar icat edilen ilk otomatik silah; ateşlendikten hemen sonra tekrar ateş etmeye hazır olacak şekilde tasarlanmış. Az görmedik Karamurat’ın bir kaç oku yayından fırlatarak farklı açılardaki insana denk getirmesini, buda o mantıkla çalışan icat.

Leonardo'nun başka bir silah tasarımı

Leonardo’nun Arabası

Tarihteki ilk programlanabilir makine ve kendinden tahrikli ilk araç olarak gösterilen makinesi; prensip olarak yay kuvvetini tekerin dönme hareketine dönüştürerek gitmesinden ibaret. Yani önceden yayı germek için kurmak gerekiyor. Yaklaşık 40 metre kadar gidebildiği tahmin ediliyor. Buradaki model çok basit olmakla birlikte; orijinal tasarımda olduğu gibi, çok ayrı dişli sistemleri ve programlanabilir olmasını sağlayan mandal sistemlerini barındırmıyordu ama olsun yine de güzel tasvir edilmiş.

Bu da diğer tasarımı Krank Arabası olarak geçiyor. El ile krank çevrildiğinde dişli sistemiyle tekerlek milini döndürerek aracı hareket ettiriyor.

Leonardo’nun Cam (Kam) Çekici

İleri tarihte, sanayi devrimi sırasında buharlı makinelerle gemi ve tank saclarını dövmek için kullanılacak olan; zihni sinir icadı Kam (eksantrik) sistemle çalışan çekici.

Leonardo’nun Dişli Sistemleri

Her ne kadar tasarladığı makinelerde hareket aktarımını sağlasalar da bu sistemler başlı başına özgün icatlarıdır.

Sonsuz dişli sistemi

Burada tasarladığı sonsuz dişli sistemi görünmekte; yani kuyudan su çektiğinizi düşünürsek çevirdiğiniz kolun bağlı olduğu mil üzerindeki kısa helisel parça buradaki sonsuz dişli oluyor. İpe bağlı bir ağırlık gibi bir şey olmasa sistem arızalanmadıkça sonsuza kadar döndürülebileceği için sonsuz dişli olduğunu düşünebilirsiniz.

Kama dişli sistemi

Burada ise kama dişli sistemi görülmekte. Basit mantıkla daire şeklinde kesilmiş ahşap üzerinde kenarlarına belirli aralıklarla çakılan kamalardan oluşturulan dişli sistemidir.

Kayışlı hareket aktarım sistemi

Kendini kilitleyen dişli sistemi

Kendini kilitleyen sistem; basit olarak tek yönde ip hareketine izin veren sistem olarak tanımlayabilirim. Mancınık makinesinin olmazsa olmaz yayları gerdirmeye yarayan icadıdır. Farklı yerlerde de kullanıma uygundur tabi ki. Köylerdeki kovalı elle su çekilen kuyulara bağlayabilirsiniz mesela, siz su dolu kovayı çekersiniz yorulduğunuzda bırakırsınız dişli geri dönmeyeceği için kova aşağıya geri düşmez.

Hareket dönüşümlerini görebileceğimiz bir makine daha; dairesel hareketi doğrusal harekete çeviriyor.

Leonardo’nun Diğer Buluşlarından Bazıları

Yüzme becerisini arttıran Perdeli eldiven

Bisiklet tasarımı; araştırmalarım sonrası 1492 yılında Leonardo’nun karaladığı ileri sürülen bu bisiklet çizimi 1960'larda Leonardo’nun kendi yazmış olduğu Codex Atlanticus'a eklenmiş sahte bir çizim olduğu anlaşılmış. Bisikletin; Alman Baron Karl von Drais de Sauerbrun tarafından icat edildiği söylenmekte. 1817 yılında 14 km boyunca kullandığı iki tekerli sürücüsünün tahrik ettirdiği bisikletini 1818 yılında Paris'te sergilemiş.

Paddle Boat yani yandan çarklı teknesi; insanların elle güç uygulayarak götürdüğü tekne. Buharlı makinelerin icadıyla birlikte pek çok gemide kullanılan tahrik sistemidir, özellikle dalgalı havalardaki verimsizliği ve pervanenin icadıyla tarihteki yerini almış.

Leonardo’nun Çift Cidarlı tekne modeli; ironiktir 1989 yılında Alaska yakınlarında Exxon Valdez tanker gemisi kazasında 37 bin ton ham petrol denize kilometrelerce yayılarak deniz kirliliğine sebep olmuş ve pek çok canlının ölümüne sebep olmuştu. Bu olayın ardından IMO yani uluslararası denizcilik örgütü çift cidarlı gemilere dikkat çekerek deniz kirliliğini önleme çabaları almıştı. Gerçi Leonardo’nun amacı teknenin savaş ya da kaza anında ilk dış cephesi hasarlansa bile ikinci gövdeden suyun geçememesini planlamıştı yüksek ihtimale.

Leonardo’nun tasarlamış olduğu denizaltı

Kremayer dişli modeli

Anlatmakla bitmeyecek olan icatlarından birkaçını yazabildim; havacılık, denizcilik, mimari yapılardan makinelere ölçüm cihazlarına pek çok alanda katkı sağlamış olan Leonardo’nun icatlarını hala günümüzde kullanmaktayız. Makas, taşınabilir köprü, kilometre sayacı, yay tahrikli cihazlar (oyuncak çek bırak arabalar vs.), robotlar, kremayer ve pinyon dişli sistemi (otomobil sektöründe yaygın), CVT yani sürekli değişken şanzıman bunlardan bazıları.

Ulaşım ve maliyet planı için; Venedik Da Vinci Müzesi Ulaşım yazımızı okuyabilirsiniz.

Yazan: Yavuz A. I.

Son Eklenenler

AVARE TANRI
KİTAPLARLA SANAT

AVARE TANRI

  •  597
  •   0
  • 17 Ekim 2023
DUMANKARA
KİTAPLARLA SANAT

DUMANKARA

  •  516
  •   0
  • 06 Ağustos 2023
DUL BAYAN BASQUİAT
KİTAPLARLA SANAT

DUL BAYAN BASQUİAT

  •  996
  •   0
  • 08 Nisan 2023
SWATCH SANAT 2023
SANATSAL HEDİYELER

SWATCH SANAT 2023

  •  681
  •   0
  • 31 Mart 2023
PTT KİŞİSEL PUL
SANATSAL HEDİYELER

PTT KİŞİSEL PUL

  •  2293
  •   1
  • 30 Mart 2023
HAYAL VE HAKİKAT
KİTAPLARLA SANAT

HAYAL VE HAKİKAT

  •  765
  •   0
  • 02 Ocak 2023
KUSAMA ÇİZGİ ROMAN
KİTAPLARLA SANAT

KUSAMA ÇİZGİ ROMAN

  •  811
  •   0
  • 10 Aralık 2022
SCHİELE YAKICI BEDEN
KİTAPLARLA SANAT

SCHİELE YAKICI BEDEN

  •  789
  •   0
  • 10 Aralık 2022
ALOŞNAME
KİTAPLARLA SANAT

ALOŞNAME

  •  1011
  •   0
  • 03 Eylül 2022
BİYOGRAFİK VAN GOGH
KİTAPLARLA SANAT

BİYOGRAFİK VAN GOGH

  •  1320
  •   0
  • 20 Temmuz 2022
KIYIDA TEK BAŞINA
KİTAPLARLA SANAT

KIYIDA TEK BAŞINA

  •  869
  •   0
  • Dün;
BETÜL ATLI PLAK KAPAKLARI
SANATLANDINIZ

BETÜL ATLI PLAK KAPAKLARI

  •  1065
  •   0
  • 15 Temmuz 2022

0 Yorum Atıldı

Bu yazı için henüz yorum girilmemiştir

Yorum Yap

BİZİ İNSTAGRAMDA TAKİP EDİN

Instagram