Hayal ve Hakikat
Cemre Yeşil Gönenli
“Bu kitap Türkiye’nin geçirdiği bu zor günlerde yok yere hüküm giyen veya bu güzel toprakları terk etmek zorunda kalan aydın insanlara adanmıştır.”
Salt Galata’nın kitaplığında gezerken Hayal ve Hakikat başlıklı bu kitap dikkatimi çekti. İlk kadın yazarımız Fatma Aliye’nin ilk kitabıyla aynı isimde, kitabı elime alınca kısa bir süre tasarımını anlamam gerekti, içeriğini ise; okuyunca hemen aldım.
II. Abdülhamid’in fotoğraf albümlerinden yola çıkılarak oluşan Hayal ve Hakikat’te; Refik Akyüz’ün sunuşunun olduğu giriş bölümüne ek olarak Hayal ve Hakikat olarak iki bölüme ayrılmış fotoğraflar bulunmakta.
Kitapta kullanılan fotoğrafların aslı; İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’nde yer alan ‘Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu’ albümlerinde bulunmaktadır. Kitap; Mayıs 2019’da düzenlenen ‘İstanbul Ansiklopedisi’ni Fotoğrafla Yorumlamak’ atölyesi kapsamında Geniş Açı Proje Ofisi ve SALT iş birliği ile üretilmiş.
Padişahlığı boyunca İstanbul dışına pek çıkmayan biraz kuruntulu ve şüpheci tutumu ile yaşamını sürdüren II. Abdülhamid, kendisinin canlı kanlı göremediği yerleri görmesini sağlayacak bir fotoğrafhane kurdurtur Yıldız Sarayı’na. Fotoğraf dışında ilgi alanlarından biri de polisiye romanlar olan II. Abdülhamid, Sherlock Holmes’un yazarı Arthur Conan Doyle’u İstanbul’a davet ederek ona Mecidiye Nişanı ile ödüllendirir.
Dönemin gazeteci ve yazarı Yervant Odyan 1911 yılında bu ziyaretten esinlenerek Abdülhamid ve Sherlock Holmes adlı bir roman yazar; romanda İstanbul’da öldürülen hafiye cinayetlerini çözmek için Holmes İstanbul’a davet edilir.
II. Abdülhamid’in bu iki merakının yaşamında da etkili olması aslında kitabın ana konusunu oluşturmakta. Çökmekte olan bir devletin başında olan Abdülhamid paranoya derecesindeki düşünceleri ile Yıldız Sarayı’na kapanmış, baskıcı bir tutumla her yere saldığı hafiyeler ile kendisine muhalefet olanları izlemektedir. Bu kısmı gerçekten garip ama Abdülhamid bir polisiye romanda okuduğu “baş parmak boğumunun işaret parmağının boğumundan daha uzun olduğu zaman cani, katil olmaya meyilli olur” şeklindeki bir polisiye roman kurgusuna kendini kaptırır. Tahta çıkışının 25.yılında planlanan bir af için cinayetten tutuklu bütün mahkumların elleri görünecek şekilde fotoğraflanmasını ister.
Mahkumların kim oldukları belli olmaması için yüzleri kadraj dışında bırakılır ve elleri görünecek şekilde fotoğraflanırlar. Mahkumlar için Hayal affedilme arzusu ve Hakikat ise içinde bulundukları trajik durum. II. Abdülhamid’in bu ellerin olduğu albümü inceledikten sonra ne karara vardığı bilinmiyor ancak böyle bir albümün olması bile insanın tüylerini ürpertiyor. Arşivlerden gün ışığına çıkan hayal ve hakikatin iç içe olduğu bu kitap, hem tarihin tozlu sayfaları arasında kalmış inanılmaz bir olayı, hem de insanın elde ettiği güç ile yapabileceklerinin sınırlarını hatırlatıyor okuyucuya / izleyiciye.
Yazan Aylin K. I.