TARİHİN SIFIR NOKTASI
GÖBEKLİTEPE
TAŞ DEVRİNDEN ANITSAL YAPILAR
Tarihin bilinen en eski tapınağı olan Göbeklitepe Şanlıurfa’nın Örencik Köyü yakınlarında ulaşım için Şanlıurfa şehir merkezinden Emirgan Aktarma Merkezi’ne 63 numaralı şehir içi otobüsü ile gittik, buradan da 0 (sıfır) numaralı Göbeklitepe otobüsüne bindik.
Tarihin sıfır noktası için iyi bir otobüs numarası olmuş ben çok sevdim. Otobüs çift ücret alıyor, yol biraz uzun ayrıca otobüsün saatleri de sık değil. Yine de belediyenin bir otobüs hizmeti olmasına sevindik, bizim gibi arabası olmayanlar için sevindirici. Ayrıca otobüs kartınız yoksa otobüste tek kullanımlık 5 liraya kart alıp gidiş yapabilirsiniz.
Yaklaşık 30 dakika gittikten sonra Göbeklitepe levhalarının olduğu bir yerden döndük ve ince bir yola girdik, biraz ilerleyince otobüs durdu. Burada inip tekrar dolmuşa bineceğimizi söyledi.
İndiğimiz yerde bir merkez vardı, girip baktık. Tanıtım merkezi imiş, aynı zamanda da bilet satışları buradan gerçekleşiyor, müze kartınız yoksa giriş 30TL. Eğer giderseniz buraya girip tanıtım videoları ve görselleri izlemenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Gerçekten çok başarılı, Göbeklitepe’yi gezerken bu videoları hatırlamak etkileyici oluyor. Videoları youtube kanalımıza yükledik isteyenler bu linke tıklayarak bakabilirler.
Tanıtım merkezini gezdikten sonra ahşap bir yoldan biraz yürüdükten sonra dolmuşa binip tarihin sıfır noktasına ulaştık, biz müzeyi müze kart ile ziyaret ettiğimiz için ücret ödemedik dolmuşa da.
Tarihi yeniden yazan Göbeklitepe’ye geldik, işte buradayız. Tanıtım merkezinde videolardaki avcıları, ayin yapan ve burada bulunmuş, burayı inşa etmiş insanları düşündüm, onları hayal ettim. Neden böyle bir tapınak yapmışlardı? Cilalı Taş Devri yani Neolitik Dönemde, avcı ve toplayıcı olan insan henüz böyle bir yer inşa edecek herhangi bir alet geliştirmemişken ağırlıkları 40 ile 60 ton olan bu taşlarla burayı nasıl yapmışlardı?
Tarih derslerinde öğrendiğimiz; ilk insanlar tarıma başladıktan sonra göçebelikten yerleşik yaşama geçtiler ve dinin doğuşuna öncülük edildi bilgilerini çürütüyor burası. Yerleşik yaşama geçmeden bir tapınak inşa etmişler ve toplanma merkezi olarak kullanmışlar burayı.
M.Ö.10.000 olarak tarihlendirilen Göbeklitepe’de yaklaşık 12 adet yuvarlaklar oluşturan T şeklinde dikilitaşlar var, bunların insanı betimlediği düşünülüyor ve üzerlerinde ördek, yılan, yabandomuzu, aslan gibi hayvan kabartmaları var. Her ayrıntı zamanını ve insanların koşullarını düşündükçe daha da ilginçleşiyor. Gezerken aklıma The Lost Future (2010) filmi geldi. Geçmişimizi gerçekten bilebiliyor muyuz acaba.
Burada buğday kalıntıları da bulunmuş aynı zamanda buğday üzerinde fermantasyon izleri, buda uzmanlara bira üretimi yaptıklarını düşündürtüyor. Kazılar aslında 1995 yılında başlamış 2007’de arkeolog Klaus Schmidt kazıların başına getirilmiş, 2005’te Kültür ve Turizm bakanlığı tarafından 1.derece sit alanı olarak kabul edilir, alanın ünlenmesi sanırım 2011’de UNESCO listesine geçici, 2018’de ise UNESCO Dünya Miras Listesine geçmesiyle olur.
2019’da Göbeklitepe yılı olarak kabul edildi. Bizde bu yılda ziyaret etmiş olduk. Kazı alanının üzeri örtülü olduğu için haziran ayında Şanlıurfa’da olsak da rahatça gölgede gezmek keyifli oldu.
Çıkışta tabi ki her zamanki gibi müze mağazasına girdik ama bir magnetin 17lira olması üzmedi değil, bardak, defter, anahtarlık, tişört, kutu, kitap ayracı, çanta, şal ve bardak altlıkları gibi birçok ürün var. Biz kesemize uygun olarak bir magnet ve kitap ayracı aldık.
Tanıtım merkezine inen dolmuşa binerek aşağıya indik. Müze çıkışındaki ufak mağazadan bir şey alamazsanız üzülmeyin, tanıtım merkezinde de yine aynı ürünler ve daha fazlası bulunuyor. Buradan tekrar 0 numaralı otobüs ile şehir merkezine yakın olan Emirgan Aktarma Merkezine geçtik, buradan da merkeze tekrar 63 numaralı otobüs ile geçtik.
Yerli ve yabancı birçok turistin uğrak yeri olan Göbeklitepe’yi Şanlıurfa’ya yolunuz düşerse mutlaka ziyaret edin, kazı alanı etrafında dolaşırken bundan 12.000 yıl önce burada insanların tonlarca ağır taşlarla inançları için bu anıtsal yapıyı yaptıklarını, taşların üzerine hayvan figürlerini işlediklerini, burada buğday işlediklerini ve ayinler düzenlediklerini hayal edin ve bir parçası olmaya çalışın.
Yazan: Aylin K.I.