8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ MÜZE GEZİSİ
İZMİR KADIN MÜZESİ
Müze gezisinden önce her yıl kutlanılan ve anılan Dünya Kadınlar Günü’nün çıkış hikayesine ufak bir göz atalım.
8 Mart 1857’de Amerika New York’ta bir tekstil fabrikasında, dokuma işçileri daha iyi çalışma koşulları için greve başlamış. Ancak grev; polisin işçilere saldırması, işçilerin fabrikaya kilitlenmeleri ve çıkan yangında 120 kadın işçinin hayatını kaybetmesiyle kötü bir şekilde sonuçlanmış.
1910 Danimarka Kopenhag’da Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Clara Zetkin bu olayın anısına bugünün Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını önermiş ve oybirliği ile öneri kabul edilmiş. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ise bugünü 1977’de Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını kabul etmiş.
Ülkemizde ise 1975 yılından beri kutlanıp, anılmakta.
Gelelim müzemize, İzmir Kadın Müzesi; İzmir Basmane’de bulunmakta. Metro olduğu için ulaşımda gayet kolay. Ama ben yine de bir bakayım derseniz, ulaşım planı için buraya tık tık.
Basmane’nin eski tarihine oteller sokağından geçerek ara sokaklarda kaybolarak şahit oldum, meydanda bir tabela var Kadın Müzesi diye ama onun dışında haritadan konumla ulaşmak daha kolay oluyor, ben bu müzeye üç kere gittim, ilkinde haritada yanlış işaretlendiği için bulmak çok zor olmuştu. Müze yolu dediğim gibi tarihi, giderken eski kahvehaneler, sigarasını efkârlı içen elleri ve yüzleri hayatın bıraktığı bir sürü kırışıklıkla dolu kavruk tenli erkekler var, kadın çok az gördüm. Oteller sokağı demiştim, evet burada eski oteller var yine binalar tarihi, bazılarının tabelalarının altında sıcak su bulunur yazıyor, sanırım hepsinde olmadığı anlamına geliyor bu. Ara ara küçük bakkallar, ayakkabı tamircileri ve yalınayak dolaşan çocuklar var.
Kadın müzesi yeni, butik bir müze, Ocak 2014’te Türkiye’de bir ilk olarak açılmış. Giriş ücretsiz, pazar ve pazartesi hariç her gün 9 ve 17 saatleri arası açık. Müze binası eski İzmir evlerinden, üç katlı cumbalı hoş bir ev. Ben gezerken hep çok keyif aldım.
Müzede girişte eşyalarınızı asabileceğiniz açıkta bir askılık var, duvarlarda kadın kaftanları bulunmakta hemen altında ise İzmir’li seramik sanatçısı Pervin Özdemir’in yaptığı bir kadın heykeli yer alıyor. Sağdan devam ederseniz bahçeye çıkıyor. Sol tarafta odada antik dönemlerden başlayarak geçmişten günümüze kadın tarihine değinilmiş. Tanrıça heykellerinin kopyaları, mitolojideki kadın imgeleri, kadın fotoğrafları, dantelden pembe renkli kadın heykeli, duvarlarda ise Osman Hamdi’nin İki Müzisyen Kız tablosu, Mona Lisa ve Frida gibi tarihte yer alan kadın imajlarının resim ve fotoğrafları yer almakta.
İkinci kata çıkarken duvarda İzmir Kadınları maskları yer alıyor. İkinci katta Öncü Kadınlarımız Odası, Protesto ve Kadınlar Odası, Koleksiyon Odası ve geçici sergi odası yer almakta.
Öncü Kadınlarımız Odasında büyükçe bir pano yapılmış, alanlarında ilk olan kadınlarımızın fotoğrafları bulunan paneli çevirdiğinizde yaşamı ile ilgili kısa bilgileri okuyabilirsiniz.
Bu odada aynı zamanda hâkim cüppesi, eski kadın kıyafetleri yer almakta, odaya devam ettiğinizde koleksiyon odasına geçmiş oluyorsunuz. Burada sağda bir çeyiz sandığı var içerisinde nakış ve dantelden ürünlerle birlikte bindallıda bulunmakta. Odanın geri kalınında yine kadınlara ait kıyafetler, ipek gelinlik, gece kostümleri, şapka ve çanta gibi nesneler var.
Protesto ve Kadınlar Odasında; kadınların toplumsal yaşamdaki direnişleri hikayeleri fotoğrafları gazete küpürleriyle yer alıyor. 1878’de ekmek zammına tepki gösteren İzmir’li kadınlar, 1919’daki düşman işgaline karşı Kastamonu’daki kadın mitingi ve 1977 İstanbul’da annelerin evlat acısına son yürüyüşü gibi eylemleri var, bu yürüyüşü Çağan Irmak’ın yönettiği 2004 tv dizisi Çemberimde Gül Oya’dan da hatırlıyorum, 18.bölümünde geçiyordu. Son olarak odada aynı zamanda yine Pervin Özdemir’e ait seramik bir çalışma yer almakta.
Küçük bir kat olan üçüncü kata çıkmadan, Öncü Kadınlar Odasının sağında bulunan geçici sergilerin yer aldığı odaya da bakabilirsiniz. En son gittiğimde mektupların ve zarfların üzerindeki kadın çizimlerinden oluşan bir sergi vardı.
Son katta ise ufak bir odada sandık, daktilo ve eski bir dolap bulunmakta, odadan çıkıp devam ettiğinizde, film şeridi şeklinde Yeşilçam kadınlarının fotoğraflarını görüyorsunuz. Hemen solunda ufak bir merdivenle aşağıya inerseniz de bir dikiş makinesi göreceksiniz. Bu ufak basamakların solundaki duvarı, Türkiye’de alanında ilk olan kadınlarımızın fotoğrafları kaplıyor.
Başa dönüp giriş katına gelip bahçeye çıktığınızda, karşınızda büyükçe bir duvar resmi solda Nazım Hikmet’in bir bankta oturan heykeli yer almakta. Başınızı göğe kaldırıp bakarsanız yukarıda ellerini gökyüzüne kaldırmış üç kadın göreceksiniz.
Müzede bulunan kadınları merak edenlere;
Afife Jale 1902-1941 Şehir tiyatrolarına çıkan ilk kadın tiyatro sanatçısı
Aliye Berger 1903-1974 İlk kadın gravür sanatçısı
Bahriye Üçok 1919-1990 İslam tarihçi ve siyasetçi
Bedia Muvahhit 1897-1994 Tiyatro ve sinema sanatçısı
Benal Nevzat Arıman 1903-1990 İlk Türk kadın milletvekillerinden
Cahide Sonku 1916-1981 Tiyatro ve sinema sanatçısı, ilk kadın yönetmen
Fahrelnisa Zeid 1901-1991 Ressam
Fatma Aliye Hanım 1862-1936 Yazar, ilk kadın çevirmen
Füreya Koral 1910-1997 Seramik sanatçısı
Kara Fatma 1888-1933 Kurtuluş savaşı kahramanı
Hale Asaf 1905-1938 Ressam
Keriman Halis Ece 1913-2012 1932 Kâinat güzellik kraliçesi
Leyla Gencer 1928-2008 Opera Sanatçısı
Muazzez İlmiye Çığ 1914- Sümerolog, yazar
Müfide İlhan 1911-1996 Türkiye’nin ilk kadın belediye başkanı
Nezihe Muhittin 1889-1958 kadın hareketlerinin öncüsü yazar
Saadet İkesus Altan 1916-2007 ilk kadın opera sanatçılarından
Sabiha Bengütaş 1904-1992 Türkiye’nin ilk kadın heykeltıraşı
Sabiha Gökçen 1913-2001 Dünyanın ilk kadın savaş pilotu
Safiye Ali 1891-1952 Türkiye’nin ilk kadın doktoru
Selma Emiroğlu 1927-2011 Türkiye’nin ilk kadın karikatüristi
Semiha Berksoy 1910-2004 İlk opera sanatçılarından, ressam
Suat Derviş 1903-1972 Türkiye’nin ilk kadın yazarlarından
Türkan Saylan 1935-2009 Tıp doktoru, yazar
*Mihri Hanım 1886-1950? İlk kadın ressamımız
Müzede Ressam Mihri Hanım’ı görememek üzmedi değil, zira kendisi Türk resim tarihi için önemli bir kadın ressamımızdır. Ressam Hale Asaf’ın teyzesi olan Mihri Hanım Saray ressamı Zonaro’dan resim dersleri almış, Roma ve Paris’e giderek sanat okullarına devam etmiştir. 1914’te İnas Sanayi Nefise Kız Mektebinde öğretmenlik ve müdürlük yapmıştır. Papa’nın da resmini yapmış olan Mihri Hanım’ın hayatı başarılarla geçmiş, en son Amerika’ya yerleşen ressamın ölüm tarihi ve yeri bilinmemekte. Ondan da ben bahsetmiş olayım.
Yazan: Aylin K. I.