MARİNA ABRAMOVİC FLUX
SAKIP SABANCI MÜZESİ
Marina Abramovic Enstitüsü (MAI) ve Sakıp Sabancı Müzesi iş birliği ile Performans Sanatının önemli ismi Marina Abramovic’in kapsamlı bir sergisi 31 Ocak’ta kapılarını açtı. İlk haberini aldığım günden beri sergiyi merakla bekledim.
Beden sanatı olarak da adlandırılan Performans sanatının ilk belirtileri Duchamp ve Dadaizm hareketine dayanır. Bu sanat akımındaki sanatçılardan birkaçı Joseph Beuys (1921-1986), Yves Klein (1928-1962), Chris Burden 1946-2015) ve tabi Belgrad doğumlu Marina Abramovic (1946-). Kendini ifade etmek eleştirilerini sergilemek adına kendi bedenlerinden yararlanan birçok avangard sanatçıdan oluşan performans sanatında bazı tehlikeli performanslarda bulunuyor. Mesela Chris Burden 1974 yılında üstü çıplak kendini bir vosvosun üzerine İsa’nın çarmıha gerilmesi gibi çiviletmişti. Araç yüksek devirde 2 dakika rölantide çalıştırılmıştı, sanatçının tutkusunun aracı olan halk arabası, İsa’nın çarmıhtayken yaşadığı ruh ve beden özgürlüğünü yansıtıyordu. Yüzüne yaptığı sayısız ameliyatlar ile 1947 doğumlu Fransız sanatçı Orlan’da beden sanatının farklı bir yorumcusu. John Lennon’un eşi Yoko Ono’nun da bu alanda çalışmaları var.
Sergiye ulaşımı biz Beşiktaş iskelesine geçerek yaptık. Buradan da otobüs ile Sabancı Müzesi’nin önündeki Çınaraltı durağında indik. Duraktan geçen otobüsler: 22RE, 25E, 22, 40, 40T, 42T, EL1, EL2. Bilet fiyatları tek giriş için öğrenci 25, tam 40TL. 1 aylık giriş için 70TL, sergi boyunca yani 31 Ocak- 26 Nisan arası geçerli bilet 100TL. Ziyaret saatleri ise pazartesi hariç 12:00-20:00.
Üç kata yayılan sergide-1.katta Abramovic’in 50 yıllık sanat yaşamının ürünleri yer alıyor. -2.katta ise Türkiye’den 12, yabancı 4 sanatçının canlı performansları yer alıyor. Bu performanslar üç ay sürecek sergi boyunca devam edecek. -3.kat ise performans sanatının tam olarak içinde bulunduğumuz kat oluyor, deneyimler yaşadığımız Marina Abramovic Enstitüsü tarafından Abramovic Metodu ile oluşturulan ziyaretçilerin katıldığı performanslar yer alıyor. Son olarak Atlı köşkte de bir çalışma var. Sergide maalesef Abramovic'in canlı bir performansı bulunmuyor, gittiğinizde onu görmeyi ümit etmeyin.
Bileti alıp alana giriş yaptık, vestiyere montlarımızı verdikten sonra bilet kontrolü ve içeri girdik, girer girmez galerinin girişinde yer alan Kırmızı Halı çalışmasını sergileyen Dilek Champs vardı.
Aşağı kata inince Abramovic’in çalışmaları başlıyor. İlk olarak 1971 yılında yaptığı Ses Koridoru çalışmasının içerisinden geçtik ve oldukça etkili bir deneyimdi. Savaştan kaçarcasına çıktık koridordan.
Hemen solda devam eden çalışmalardan Gelmek ve Gitmek isimli 9 fotoğraf, 1973’te yaptığı bir saat süren Ritim 10 Performansı ve fotoğrafları yer alıyor. Her elini kestiğinde kullandığı bıçağı değiştiren sanatçının kanlı fotoğrafları içinizi burkabilir.
Abramovic’in en çok bilinen çalışması 1974 tarihli Ritim 0’da kullandığı malzemelerle devam ediyor sergi. Masanın üzerinde bulunan 72 obje ve “Üzerimde istendiği gibi kullanılabilir” yazısı bulunan performansında sanatçı bir nesneye dönüşüyor. 6saat süren performansta sorumluluğunu tamamen üstlendiğini açıklayan sanatçıya performansın başlangıcında masada bulunan iyi diyeyim nesnelerle müdahale edilirken ilerleyen saatlerce makas bıçak ve silah gibi nesneler kullanılıyor.
Ritim 5, 1974 tarihli performans 90 dakika sürüyor, benzine batırılmış tahta ve kıymıklarla oluşturulmuş bir yıldızın ortasında yatarken yanan ateşin etkisiyle oksijensiz kalıp, giderek bilincini kaybetmişti. Yıldızdan sıçrayan alevler bacaklarını sarmaya başlayınca iki seyirci Abramovic’i oradan çıkarır.
Sanat Güzel Olmalı, Sanatçı Güzel Olmalı, 1975, 1 saat yüzünü acıtıp saçları zarar görene kadar devam eden performansta sanatçı güzelliği ve bedelini sorguluyor.
Sesi Özgür Bırakmak 1975, 3 saat süren performansta Abramovic sesi kısılana kadar bağırıyor.
Durağan Enerji, 1980, Abramovic’in bir süre beraber olduğu erkek arkadaşı Ulay ile olan bu performansta gerili yayı ve zehirli oku birlikte tutuyorlar. Göğüslerinde ise kalp atışlarını kaydeden küçük mikrofonlar var.
Aşıklar Çin Seddinde Yürüyüş, 1988/2010, Ulay Gobi Çölü tarafından, Abramovic ise Çin Denizi tarafından Çin seddini yürümeye başlarlar, tam ortada buluşup evlenmeyi planlayan çift bu performanstan sonra ayrılırlar. 90 gün süren 2000 den fazla km’lik yolculuğun Çin Hükümetinden iznini almak tam 8 yıl sürer.
Aydınlık Karanlık 1977, Ulay ve Abramovic
Zamanda İlişki 1977, Ulay ve Abramovic
AAA-AAA 1978, Ulay ve Abramovic
Soğan 1995
Aynayı Temizlemek, 1995
Uyuklayan Bilinç, 1997
Uykusuzluk 1997
Stromboli, 2002
İtiraf
Mutfak V, Sütü Taşımak2009
Balkan Barok 1997
Altın Maskeli Portre 2009
Bize Güven 2003 Atlı Köşk’ye yer alan çalışma
İnsanların Kullanımı İçin Ayaklı Yapılar, 2015, platformun üzerine çıkıp kafanız kalbiniz ve alt bedeninizle kristallere doğru yüklenmeniz ve bu halde sessizce kalmanız yazıyor girişte verilen kitapçıkta. Bizde öyle yaptık. Kristaller soğuk ve keskin duruyorlar. Tedirgin edici bir deneyim oluyor.
-2.katta yer alan performanslar sergi süresince farklı sanatçılar ve performansalar şeklinde devam edecek. Bizim ziyaretimizdeki performanslardan biri Arda Cabaoğlu’nun işitme duyularını yeniden uyandırmayı amaçladığı Patlama, Üfleme, Nabız performansı idi.
İlyas Odman, Yolluk performansı ise Mezopotamya kültürünün dua ritüellerinden esinlenen yol hikayesi çalışması izleyiciler tarafından ilgi görüyordu.
Nezaket Ekici, Devam Eden Çalışma, Kişisel Harita. 60 ülkede performanslar sergileyen sanatçı ip çivi ve çekiç kullandığı çalışmasında zaman ve mekan sürekliliği ile birlikte performansına izleyicide dahil ediyor.
26 Nisana kadar sürecek olan sergide performanslarını sergileyecek sanatçılar ve zamanları şöyle:
Arda Cabaoğlu 30 Ocak-1 Mart
Bahar Temiz 10- 29 Mart
Dilek Champs 30 Ocak- 2 Şubat / 10 Mart-29 Mart
Evren Kutlay 24 -29 Mart / 14-19 Nisan
Halil Atasever 31 Mart- 26 Nisan
İlyas Odman 30 Ocak- 9 Şubat / 31 Mart- 26 Nisan
Maria Stamenkovic Herranz 11Şubat – 8 Mart
Merve Vural 7-12 / 21-26 Nisan
Murat Adash 31 Mart-26 Nisan
Umut Sevgül, Metehan Kayan 3-22 Mart
Murat Ali Cengiz 30 Ocak – 26 Nisan
Nancy Stamatopoulou 11-16 Şubat
Nezaket Ekizi 30 Ocak-9 Şubat
Şebnem Dönmez 18-23 Şubat
Virginia Mastrogiannaki 25 Şubat- 5 Nisan
Son bölüm olan -3 ise Abramovic Metodu ile ziyaretçiyi performans sanatını içine alan bir uygulama yer alıyor. Kata girince karşıda eşyaların bırakıldığı bir alan var. Görevliler yardımcı oluyor zaten, zaman kavramını ortadan kaldıran saat, telefon gibi nesneleri ve çantaları dolaplara kilitleyip anahtarı aldık, içeri girmeden ses yalıtımı sağlayan kulaklıklar verildi taktık. İçeri girdiğimizde, geniş bir alan ve siyah kıyafetli görevlilerle karşılaştık. Ziyaretçileri sessizce ve nazikçe yönlendiriyorlardı. Bizde tüm performansları denedik. Bu alan için önceden bir bilgi edinmek istemeyenler olabilir, kendiniz deneyimlemek isteyebilirsiniz. Bu yüzden bu alanla ilgili deneyimlerimizi içeren yazıyı son kısma bıraktım dileyenler okuyabilir.
Yaklaşık olarak üç buçuk saat süren sergimizden biz keyif aldık ve beğendik. Farklı duygulara hitap eden ve uyaran performanslar, bu alanı tanımak isteyenler için keyifli bir deneyim olacaktır. Performans sanatını merak eden ve deneyimlemek isteyenler için sergi 26 Nisan 2020 tarihine kadar açık. Ziyaret saatleri pazartesi hariç 12:00-20:00.
***Bu alan gittiğinizde kendinizin deneyimleyeceği Abramovic Metodu ile hazırlanan performansları içeriyor. Sergiyi gezecekseniz bu alanı okumak istemeyebilirsiniz. Gezme imkanı olmayanlar için, okumalarını öneririm.
Girişte geniş bir alan ile karşılaştık. Hemen etrafı incelemeye başladım. İçerisi oldukça sessiz ve herkes çok yavaş hareket ediyor. İlk olarak bir görevli gülümseyerek yaklaştı ve elimden tutarak duvarda olan sarı kırmızı ve mavi renkteki kartonların karşısında bulunan sandalyeye oturttu beni. Renklere bakarak içimde oluşan duyguları dinledim. Yavuz Alim’ide başka bir görevli karşılıklı duran iki sandalyede diğer ziyaretçi ile göz teması kurulan alana oturmasına yardımcı oldu. Onlarda birbirlerine bakarak konuşmadan göz teması kuruyorlar, burada empati kurularak karşılıklı bir ilişki oluşturuluyor diye düşünüyorum. İkinci olarak sedyelerin olduğu bir bölümde üzerime beyaz çarşaf örtülerek uzandım. O an ilk aklıma gelen ölüm oldu. Farklı düşünenlerde olmuştur kuşkusuz. Daha sonra zamanı yavaşlatırcasına çok çok yavaş yürünen bir alana götürdü beni görevli birlikte yürümeye başladık daha sonra o beni bırakarak gitti. Ben yavaşça yürümeye devam ettim. Hayatın içerisindeki anları ve zamanı sorguladım şahsen. Başka bir deneyim ise mercimek ve pirinçlerin karışık olarak konduğu bir masada ayıkla ve say yazıyordu. Sandalyeye oturduk ve ayıklayıp saydık. Hepsini değil elbette ama bir süre yaptık bu işlemi. Ortada ahşap bir yükseltinin üzerine çıkan Yavuz Alim ise görevlinin göz teması ile gözlerini kapatarak bu alanda bekledi bir süre, kendi iç sesini dinledi. Deneyimler anlamlı ve etkileyici idi. Alandan çıkınca eşyalarımızı alıp çıkışa yöneldik. Müze mağazasında sergi ile ilgili çok bir şey yok. Birkaç tane İngilizce kitap var sergi hakkında, bir tanesinin çevirisi yapılıyormuş. Merakla beklemedeyiz.
Sanatla kalmanız dileğiyle
Yazan Aylin K.I.
Beyazizler
02 August 2020
Merhaba Seda, güzel yorumunuz için teşekkürler, yazımızın faydalı olmasına çok sevindik, sevgiler.