BİBLİYOMANİ

Gustave Flaubert

“Bir körün ışığı sevdiği gibi seviyordu bilgiyi.”

Okuma yazması yok denecek kadar az olan bir adamın, kitapçı Giacomo’nun takıntılı hikayesi kitap. Kitapların suretine delicesine bağımlı, uğruna her şeyini verecek kadar bağımlı bu sahafın başına tutkusu yüzünden gelmeyen kalmıyor. Giacomo kitaplarıyla saatlerce vakit geçiriyor, onları izliyor, yıpranmış ciltlerini okşuyor onlarla derinlemesine bir bağı var ama onları okumuyor. Giacomo bilgiyi değil onun aldığı biçimi seviyor.

“Biricik kitabını eline alır, bir cimrinin servetine, bir babanın kızına, bir kralın tacına duyduğu sevginin emsali bir tutkuyla onu seyre dalar, gözleriyle okşar, bağrına basardı.”

Gustave Flaubert’in yayımlanan ilk eseri olan bu kısa öykü 1837 yılında Colibri gazetesinde çıkar. Flaubert bu öyküyü yazdığında henüz 14 yaşında idi ve hikaye aslında gerçek bir olaydan yola çıkılarak yazılmış. 1836’da İspanya’da kitap saplantısı olan bir adamın cinayetler işlemesi, evleri kundaklaması ve sonunda yakalanmasıyla idama mahkum edilir. Don Vincente’in hikayesini kendi kalemiyle ele alan Flaubert, kitabı niteliğini önemsemeden fetiş nesnesi haline getiren Giacomo’nun hikayesi ile, bu raddede olmasa da kitap fetişi olan insanlara tutkularını sorgulamaya yöneltiyor.

“Bu adamın sahaflar ve eskiciler haricinde kimselerle konuşmuşluğu yoku. Ketum olduğu kadar hayalperest, nemrut olduğu kadar mahzun bir adamdı; tek bir düşüncesi, tek bir sevdası, tek bir tutkusu vardı: kitaplar.”

Bibliyoman Yunanca biblion (kitap) ve mania (hastalık) kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşan kitaplara düşkün insanlar için kullanılan kelimedir.

Bibliyomani / Gustave Flaubert / Sel Yayıncılık – Gece Yarısı Kitapları

Yazan Aylin K.I.