SALVADOR DALİ’NİN ŞİİRİ BÜYÜK MASTÜRBATÖR
Çeviri; Gürhan Tümer / Varlık Yayınları
İspanyol sürrealist ressam Salvador Dali’nin yazdığı bir romandan başka bir içerikte bahsetmiştim, bakmak isteyenler için; Salvador Dali Romanı
Salvador Dali, The Great Masturbator, 1929 (imageSource:Wiki)
Sürrealist ressam Salvador Dali'nin Büyük Mastürbatör adlı hem bir resmi hem de bir şiiri bulunmaktadır. 1930 yılında kaleme aldığı şiir tam olarak Dalivari. Gürhan Tümer’in 1997 yılında çevirdiği kitabın giriş kısmında şiirden önce değindiği Dali’nin hayatıyla ilgili birkaç nokta, şiiri anlamlandırmak adına çok önemli. Şiirde garip ya da kaba kelimelere rastlamak pek tabi mümkün sonuç olarak bu bir Dali şiiri. Örneğin bunlardan birkaçı kaka ve kötü ya da iğrenç kokan şeyler. Dali “kaka” ya düşkün biriydi, çevresindekilere kaka ile ilgili hikayeler anlatır ve resimlerinde kullanırdı. İğrenç kokan çürümüş şeylere ilgisi ise yine çocukluğuna kadar gidiyor, çocukluğunda beslediği hayvanın ölmesi ve kurtlanması sonucu oluşan kokudan zevk alan Dali “İğrenme, en çok arzu edilen şeylere açılan kapının çok yakınında bulunan bir nöbetçidir” der.
Şiirin adı Büyük Mastürbatör’ü açıklamak için ise Tümer, Dali ve Seks ilişkisine değiniyor. Dali cinsel eğilimleri sapkın olan ve garip seks ritüelleri düzenleyen biri. Bunun dışında çocukken kendini cinsiyetsiz, bazen de kız çocuğu gibi hisseder.
Büyük Mastürbatör şiiri pastoral bir şiir gibi köy betimlemesi ile başlar ve aniden bir “bok” sözcüğü ile karşılaşırsınız. Yine normalmiş gibi giderken “iki pis herif” ten bahseder Dali. Kelime oyunlarıyla, süslü betimlemeler yapan Dali itici ve çirkin mastürbatörden bahseder sonra.
“… güneşin doğuşundan beri sürüp giden
gün ışığından yorgun
büyük Mastürbatör
.çok iri burnu oniks parkeye dayalı
kocaman göz kapakları kapalı
alnı iğrenç kırışıklıklarla kemirilmiş
ve kabarmış boynu ünlü kan çıbanıyla
üzerinde karıncaların kaynaştığı
kımıldamadan duruyor…”
İğrenilen birçok kelimeyi şiirinde gerçeküstücü bir imgeyle ele alıyor Dali ve şunları diyor;
“…Bu madalyonların birinde
arzunun
imgesini
ölümün
imgesini
ve birde
içinde
bir selvi
meyvasıyla
kurumuş bokun
imgesini
aynı anda
simgeleyen
bedeni
sağlıksız
gelişmemiş
bir adamın
resmi vardı.”
Şiirde bolca çürümüşlükten bahseden Dali şu satırları kaleme almış;
“en sonunda da
en parlak madalyonlara
kazınıştı
ölümsüz
resimleri
çürümüş eşeklerin
çürümüş atların
çürümüş dişi kedilerin
çürümüş atların
çürümüş ağızların
çürümüş tavukların
çürümüş iğrenç horozların
çürümüş çekirgelerin
çürümüş kuşların
çürümüş ölülerin
çürümüş kaygı verici çekirgelerin
çürümüş atların
çürümüş eşeklerin
çürümüş deniz kestanelerinin
çürümüş pavuryaların…”
Şiirin devamında yine birçok ilginç betimleme yer alıyor ve kırsal bir manzarada başlayan şiir iki genç kız ile bir plajda son buluyor;
“…bu yöreyi
hiç tanımayan
iki genç kız
komşu
plaja
yaya olarak
gitmek istediklerinden
arkadaşlarını
belirlenenden
farklı
bir plajdan
alması için
buyruk verdiği
açık
bir yaz
gününün
ruhsal
ve duygusal anını
anlatmak isteyen
kabartma heykeller.
Ve şimdi
çok geçti artık
ya da daha iyisi hepsi
çok yorgundular
(özelliklede iki beyefendi)
ilk
plaja
geri dönmek için.”
Resimlerinde olduğu gibi kelimeler ile de gerçeküstü bir dünya yaratan Dali’nin şiirinden birkaç alıntı ile tüm şiiri anlatamam fakat onun kelimelerden yola çıkarak resimlerine yakın bir dünya yarattığını ve bunu yaparken kendine has kişiliği ve geçmişinden yaşamı boyunca onu sarmalayan ruhsal sıkıntılarının izlerini görmek mümkün.
Yazan Aylin K.I.